YENİ ANAYASA, YENİ YÖNETİM SİSTEMİ VE GELECEK ÜZERİNE -I-

Share

Ülkemizi “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi” ile baş başa bırakan anayasa değişiklikleri yapılma aşamasında gerekli bütün ikazları, gerekçeli eleştirilerimiz ve doğurabileceği sakıncaları ile ilgili görüşlerimizi açık, net ve detaylı olarak dile getirmiş, kamuoyu ile paylaşmış ve TBMM de o dönem görev yapan vekiller ve partilere değişik kanallarla her safhada ulaştırmıştık.

Maalesef sistemin getirdiği kargaşa, sıkıntı ve yıkımlar bizim tahmin edebildiğimizin ve dile getirdiğimizin çok daha üzerinde oldu şimdi burada neler dediğimizi uzun uzun söylemeyeceğiz. (Arzu edenler www.kutluyol.org.tr web sayfasında Anayasa değişiklikleri kategorisi altında toplanmış olan değerlendirmelerimizi tekrar okuyabilir)

Ancak önemli gördüğümüz bazı hususları sizlerle paylaşacağız;

“YARGI YETKİSİ MADDE 9-

Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.”

Burada Mevcut anayasanın 9. Maddesinde “Bağımsızlığın” yanına “Tarafsızlık” ilkesi eklendi.

Ne güzel, peki “TEK KİŞİ” nin kontrolüne bırakılan bir yargı ne kadar bağımsız ve ne kadar tarafsız olabilirdi olmadı olamadı.

Bir vesayet yıkılırken yerine yıkılmaz bir vesayet ikame edilmedi mi? Edildi…

(HSK üyelerinin seçimi;

Cumhurbaşkanı Kendisi direkt 4 üye seçecek, Adalet Bakanı ve Müsteşarı yine o atayacak, Genel Başkanı olduğu Meclis gurubu Marifetiyle de Meclis tarafından diğerleri atanacak.(Tam bağımsız ve tarafsız değil mi siz inandıysanız mesele yok))

Uygulamalar ortada bilhassa kendi aralarındaki tartışmaların da yaşandığı yargının durumu ortada,

Sadece birkaç örnek:

Açık şekilde dile getirilen FETO borsası söylentileri, verilen verilmeyen komik cezalar tutuklamalar tahliyeler. (Damatlar, yakınlar…)

Bir diğer örnek her yönü ile ibretlik; FETÖ davalarından biri.

Korgeneralin suçlu olup olmadığı bizim ilgi alanımıza girmiyor ancak gelişmeler çok traji komik…

Yerel mahkeme Ağırlaştırılmış Müebbet cezası veriyor, İstinaf mahkemesi berat kararı veriyor, tahliye ediliyor.

Birileri müdahil oluyor ve hemen yeniden gözaltı kararı çıkarılıp tutuklanıyor.

Bu olayın neresini eleştireceksin, deve gibi “nerem doğru ki” olayı…

Aynı dosya ve delilleri inceleyen iki ayrı mahkeme heyeti birbirinden çok farklı karar veriyor gel sen şimdi Ülkede hukuk var mahkemeler adil yargılama yapıyor de!..

Bu olayla ilgili ikinci gelişme çok daha korkunç, çok daha vahim. Olaya itiraz edilip yeniden tutuklanmaya bir şey demeyelim yargılama yeniden yapılır doğruya ulaşılır diye hayra yoralım.

Ama nasıl neye dayanarak HSK jet hızı ile toplanıp Berat kararını veren mahkeme heyetini dağıtıp üyelerini bir gecede farklı yerlere sürüyor!..

Bu ne hız bu ne sürat böyle kardeşim belki öbür mahkeme heyeti hatalı karar verdi… Hangi heyetin hata yaptığını nasıl tespit ettiniz nasıl karar verdiniz…

Eğer bu kadar hızlı karar verebiliyorsanız niye davalar bu kadar uzun sürüyor…

Siz heyet olarak verin kararı getirin adaleti…

Gel de bundan sonra hakim olarak “BAĞIMSIZ” ve “TARAFSIZ” olarak karar ver.

Veya başka bir ifade ile “BAĞIMSIZ” ve “TARAFSIZ” yargıdan sistemden, adaletten bahset.

Başka bir örnek :

Bir yerel mahkemede görülen bir davada (bir kadının yüzüne kezzap atan şahsa istenen ve verilen ceza) kararı beğenmeyen yürütmenin başı, CUMHURBAŞKANI veryansın ediyor. “

“Kardeşim bu nasıl karar! Kanunlar ne yazarsa yazsın sen kararını vicdanına göre vereceksin.” Mealinde bir açıklama…

Son bir örnek vererek bu konuyu noktalayacağız çünkü sonuç ortada fazla lafa gerek yok;

Sonuçlanan Gezi davasında verilen “BERAT” kararına karşı en üst perdeden (Cumhurbaşkanı) çok garip tepki verildi.

“Bir manevra ile berat ettirmeye kalktılar” ifadesi kafaları karıştırmaya yetti. Kim bu manevrayı yaptıranlar? bunu yapan?

Ülkenin tek söz sahibi kimden kimlerden bahsediyor.

Ve bu açıklama paralelinde uygulamalar takip ediyor…

HSK hemen harekete geçiriyor berat kararını veren hakimlere hemen soruşturma açılıyor…

Diğer bir komiklik; davanın tek tutuklu sanığı tahliye edilir edilmez jet hızı ile açılan başka bir dava dosyasından soruşturma ve göz altı kararı…

Gel de Ülke de hukuk ve adaletten söz et…

İyi ki hâkim veya savcı değiliz gel de işin içinden çık, her davada nasıl karar verecem diye kara kara düşün, kırk satır mı kırk katır mı? Vicdan ile korku arasında sıkışıp kal…

Acaba şöyle bir karar versem beğenirler mi kim ne der? Cumhurbaşkanı kızar mı? Ya da bu karda kışta bide sürgün!..

Off gel de görev yap, “BAĞIMSIZ” ve “TARAFSIZ” karar ver…

Görüldüğü üzere yeni sistemle getirilen değişiklik sadece bir slogandan öteye gitmemiş hatta eskiyi arar duruma düşmüşüz.

(FETÖ’nün Balyoz kumpası mağduru emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Sözcü gazetesi yazar ve yöneticilerine verilen cezaya ilişkin değerlendirmesinde karara isyan eden Üçok

“Bülent Arınç’ın damadına beraat, Necati Doğru’ya hapis. Ahmet Altan’a tahliye, Emin Çölaşan’a hapis. Fettah Tamince’ye KYOK (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) Burak Akbay’a kırmızı bülten. FETÖ ile mücadelede geldiğimiz son nokta bu mudur? Yapmayın, sulandırmayın” dedi. Yani “BAĞIMSIZ” ve “TARAFSIZ” yargı bu mu diyor)

Hüseyin ÇAKIR, Şubat 2020, ANKARA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.