Erkek Çocuklarımız İçin Türkçe Ad Önerileri

Share

YENİDEN TÜRKLEŞMEK İÇİN TÜRKÇE KİŞİ ADLARI

“Bundan sonra hiç kimse, devlet dairesinde,  sarayda, resmî toplantıda, eğlence yerinde ve çarşı, pazarda Türkçeden başka dil konuşmaya, uymayanların boynu vurula.” 13 Mayıs 1277

 Karamanoğlu Mehmetbey

Ad kişiler/uluslar/kültürler için var olmanın ilk belgesi ve yaşanan kültürlerin bir aynasıdır. Bir kişiye ad verilişi (göbek adı, ad, soyadı, takma adlar ve sanlar), bir ulusun kültürüyle çok sıkı ilişkili olmasıyla, adın kişi için taşıdığı değere de ışık tutmaktadır.

Kişi adları kültür tarihi çalışmaları açısından da önem taşımaktadır. Orhun Yazıtları’nda, Çinli adını alarak ulusal benliğini yitiren beylerden yakınılmaktadır. Yabancı kültürlerin kendilerini ilk gösterdiği alan, kişi ve yer adlarıdır. Kişi adlarının, dilbilim açısından önemli bir diğer yönü de, dildeki yabancılaşma ya da öze dönüşü yansıtmasıdır.

Türk ulusu çocuklarına ad vermede ne yazık ki özensiz. Çağlar boyunca çocuklarına ad verme konusunda Türkler özensiz davrandılar, kendilerine özgü bir yol izlemekten yerine duruma uygun davrandılar, ad verme işlemine gerekli önemi vermediler. Orhun Anıtlarında “Türk beyler Türk adını bıraktı, Çinli beyler Çin adlar alıp Çin kağanının buyruğuna uydu” diye yakınılmaktadır. Türklere İslamlıktan sonra Türk adları yerine Arap, Fars adları verilmesi, sen babanı, dedeni, atanı tanıma,  dünyadan nasıl gelip geçtiklerini öğrenme, sen eski atalarının adlarını, sanlarını belleme demektir. Bir ulus için kendini ve kendi büyüklerini tanımaya uğraşmak bir görevdir; bunu yapmayan bir ulusun bireyleri “ulusal görevlerini” yapmamışlar sayılır. İlginçtir. Her ulus,  kendi adını kullanır, ancak Türklere gelince her nedense bu değişir.

Türkiye Türkleri, Fars ve Arap kültür coğrafyasından çoktan uzaklaşmış oldukları hâlde bile, dillerini Fars ve Arap kültürlerinin etkisinden kurtaramamışlardır.

Türkçe dışında her adın arkasında gönderilmek, yönlendirilmek istenilen bir başka kimlik olduğu gerçeği hiç unutulmamalıdır.

Türkler Türklük bilinciyle, çocuklarına Türkçe adlar vermeli, yabancı adlar vermeyi bırakmalıdır.

Adımız kimliğimizdir.

ERKEK ÇOCUK ADLARI

-A-

 

Afşin                          : Zırh, Silah

Akın                           : Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın

Alp                             : Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse

Alpay                         : Cesur, yiğit kimse.

Alparslan                   : 1. Yiğit, cesur, yürekli kimse.2. Büyük Selçuklu hükümdarı.

Alper                          : Yiğit, kahraman erkek.

Alperen                      : Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Alptekin                    : Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Altay                          : Yüksek dağ.

Anıl                            : 1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Bellek, hafıza. 4. “Adın her zaman anılsın” anlamında kullanılan bir ad.

Aral                            : 1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.

Aras                           : 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal .2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.

Arda                           : 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. Sonra gelen. 4. Meriç ırmağının Edirne                                                     yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Armağan                   : 1. Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.

Ata                             : 1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri. 3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri.

Atahan                       : Hükümdar olan ata.

Atalay                        : Ünlü, namlı, şöhretli kimse.

Atilla–Attila               : Savaşçı, fatih, büyük, ünlü

Ayaz                           : Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk

Aybars                       : Ay leoparı” veya “boz leopar

Aybey                         : Ay gibi güzel olan yakışıklı bey

Aydın                         : Işık alan, ışıklı, aydınlık olan. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli

Ayhan                        : “Ey hükümdar!” anlamında kullanılan bir ad.

Aytaç                         : Ay gibi parlak taç takmış olan.

Aytek                         : Ay gibi tek, biricik, eşsiz

Aykut                         : Kutlu, uğurlu ay.

Alp                             : 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.

Alpay                         : Cesur, yiğit kimse.

Altan                          : 1. Kızıl tan. 2. Hakan, sultan, padişah.

Aytekin                      : Ay gibi tek ve uğurlu olan.

 

 

-B-

 

Barış                          : 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra                                               insanlık tarihindeki süreç. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.

Bartu                         : 1. Varlık, servet. 2. Varılacak yer, mesafe.

Batuhan                     : Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.

Batur                         : Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.

Baybars                     : 1. Zengin ve korkusuz kimse. 2. Bir tür kaplan.

Bilge                           : Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.

Bilgekağan                : Bilgili hükümdar.

Boğaç                         : 1. Boğan. 2. Boğaya benzeyen. 3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Küçük yaşta bir boğayı                                                      öldürdüğü  için bu ad verilmiştir.

Bora                           : Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.

Boran                         : 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini.

Bozkurt                     : Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.

Bozok                         : 24 Oğuz boyundan on ikisine verilen ad. Osmanoğulları bu boydan gelmiştir.

Bulut                          : Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve                                        yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.

Bumin                        : 1. Baykuş. 2. Tümen.

 

-C-Ç-

 

Coşkun                      : Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse.

Çağatay                     : 1. Yavru at, tay. 2. Cengiz Hanın oğlu.

Çağlar                        : 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.

Çağlayan                   : Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.

Çağrı                          : 1. Birini çağırma, davet. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Rütbe, unvan, san.

Çakır                         : 1. Mavimsi, mavi benekli, gri göz rengi. 2. Bir doğan cinsi. 3. Gönül, iç, can.

Çetin                          : 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.

 

-D-

 

Dağhan                      : Eski Türklerde dağ Tanrısı.

Demir                        : 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.

Demirhan                  : Güçlü hükümdar.

Deniz                          : 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.

Dinçer                        : Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.

Doğu                          : Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.

Doğuhan                    : Doğuda bulunan hükümdar.

Doğukan                    : Doğudan olan kimse.

Doğuş                         : 1. Doğum, doğma. 2. Bir gök cisminin gözlem yerinin ufuk düzlemi üzerinde görünmesi.

Doruk                        : 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.

Durmuş                     : Uzun ömürlü olması, çok yaşaması istenen çocuklara verilen ad.

Dursun                       : “Çok yaşasın, uzun ömürlü olsun” anlamında kullanılan bir ad.

 

-E-

 

Ediz                            : Ulu, yüce, değerli kimse.

Egemen                      : Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.

Efe                              : 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey. 3. Kabadayı.

Emre                          : 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş

Eray                           : Ayın hilal durumu, yeni ay.

Erdem                        : Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.

Erdinç                        : Dinç, güçlü kimse.

Eren                           : 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost.

5. Hayırlı çocuk.

Ergenekon                 : Dağın en yüksek noktası, doruğu.

Ergin                          : Olgunlaşmış, yetişmiş kimse.

Erhan                         : Yiğit hükümdar.

Erkan                         : Yiğit, erkek soydan gelen kimse.

Erkin                         : Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.

Erkut                         : Kutlu, uğurlu erkek.

Erman                       : Yiğit, kahraman, yürekli kimse.

Ergün                         : Yumuşak, uysal kimse.

Erol                            : “Yiğit ol, doğru ol” anlamında kullanılan bir ad.

Ersin                          : 1. “Amacına ulaşsın, kavuşsun” anlamında kullanılan bir ad. 2. “Sen yiğitsin, kahramansın” anlamında kullanılan bir ad.

Ertan                         : Tan vakti, sabahın ilk vakitleri.

Ertuğrul                    : Dürüst, doğru, yiğit kimse.

Evren                         : 1. Gök varlıklarının tümü, kâinat. 2. Ejder, ejderha. 3. Boylu boslu, yakışıklı. 4. Kahraman, yiğit. 5. Zaman.

 

-G-

 

Gençay (Gencay)      : Hilal, ayça.

Gökbörü                    : Kurt.

Gökmen                     : Sarışın, mavi gözlü kimse.

Göktaş                       : Gezegenlerin arasında hareket eden, tümüyle gaz durumuna geçmeden yeryüzüne ulaşan katı cisim.

Göktuğ                      : Savaşmayı seven kimse.

Gün                            : 1. Güneş. 2. Gündüz. 3. İyi yaşanmış zaman.

Gündüzalp                : Gündüz gibi aydınlık ve ışık saçan yiğit.

Güngör                      : “Mutluluk, neşe içinde yaşa” anlamında kullanılan bir ad.

Günhan                     : Güneş gibi aydınlık ve ışık saçan hükümdar.

Gürhan                      : Bolluk içindeki güçlü han.

Gökalp                       : Mavi gözlü yiğit.

Gökay                        : Mavi gözlü kimse.

Gökdeniz                   : Çakır gözlü kimse.

Gökhan                      : Eski Türklerde gök Tanrısı.

Göktürk                    : İslamlıktan önce Orta Asya da yaşamış bir Türk ulusu.

Günay                        : Güney, güneş gören yer.

Günbey                      : Güneş gibi ışık ve aydınlık saçan bey.

Gündüz                      : Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü.

Güney                        : 1. Dört ana yönden biri, Kuzey kutbuna karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.

Günhan                     : Güneş gibi aydınlık ve ışık saçan hükümdar.

 

Güven                        : Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, sevinç, mutluluk.

 

-H-

 

Hakan                        : 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için “hükümdarlar hükümdarı” anlamında kullanılan bir unvan. 2. Osmanlı padişahlarına                                       verilen unvan.

Hıncal                        : “Hıncını al” anlamında kullanılan bir ad.

 

-İ-

 

İlalmış -İlalan            : Ülke alan, ülke fetheden.

İlbasan                       : Bir ülke üzerine yürüyen, o ülkeyi fetheden.

İlberk                         : Tüm ülkenin hükümdarı

İlhan                          : 1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.

İlker                           : İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.

İlseven                       : Ülkesini seven.

İlter                            : Yurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.

İlteriş                         : Devleti, ülkeyi derleyip toplayan, birleştiren.

İlteriş Kutluk Kağan: ikinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nın kurucusu

İltüzün                       : Ülkenin yumuşak huylu, saygın kimsesi.

İnal                            : Kendisine inanılan, güvenilen kimse.

İstemi                        : Ataların ruhu

İstemihan                  : Göktürk Devletinin kurucusu Bumin Kağan’ın kardeşi olan Türk hakanı.

-K-

 

Kaan                          : Hanların hanı, hükümdar.

Kağan                        : Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.

Karahan                    : Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.

Kaya                          : Büyük ve sert taş kütlesi.

Kayra                        : Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.

Kıvanç                       : Övünç, iftihar.

Konuralp                   : Gururlu, kibirli yiğit kimse.

Koray                        : Ateşli, canlı, hareketli kimse.

Korhan                      : Ateşli, canlı, güçlü hükümdar.

Korkut                       : 1. Büyük dolu tanesi. 2. Cin, şeytan gibi hayalî yaratıklar. 3. Korkusuz, yavuz, heybetli.

Korkutata                 : Korkusuz, yavuz, heybetli ata.

Köksal                       : Kökünü derinlemesine sal, soyun genişlesin anlamında kullanılan bir ad.

Kubilay                     : Ünlü bir hükümdar.

Kurtuluş                    : Tehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma.

Kutalmış                   : Mutluluk almış”, mübarek, uğurlu

Kutay                         : Uğurlu ay veya talihli, şanslı ay

Kutlu                         : Uğurlu, kutsal, mutlu.

Kuzey                        : 1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı.

2. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.

Kültigin                     : Cesur, yiğit

Kürşat (Kürşad)       : 1. Yiğit, alp.2. Göktürk prenslerinden birinin adı

 

-M-

 

Mete                           : Büyük Türk-Hun İmparatoru.

Metehan                    : Hükümdar olan Mete

Mutlu                         : Mutluluğa ermiş olan, mesut.

 

-O-Ö-

 

Ogün                          : Anımsanan, belirli bir günde doğan kimse.

Oğuz                          : 1. Sağlam, gürbüz, güçlü delikanlı. 2. Temiz kalpli dost, iyi arkadaş. 3. Kır adamı, köylü. 4. Saf, deneyimsiz kimse.

5. Türklerin en büyük boylarından birinin ve bu boydan olan kimselerin adı.

Oğuzhan                    : Güçlü, kuvvetli hükümdar.

Oktay                         : Ok gibi güçlü olan eşsiz kimse.

Olcay                         : 1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli.

Orçun                        : Ardıllar, halefler.

Orhan                        : Kentin yöneticisi, hâkimi.

Orhun                        : Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.

Orkun                        : Oğul, evlat

Okan                          : Anlayışlı

Orman                       : Ağaçlarla örtülü geniş alan.

Onur                          : 1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref.

Oytun                        : 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.

Ozan                          : 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.

Öcal                           : “Yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al” anlamında kullanılan bir ad.

Önder                        : 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.

Ötüken                      : 1. Oğuz Destanı’nda Tiyenşan dağlarıyla Orhun havzası arasında bulunduğu belirtilen, ormanlık, kutsal bölge.

2. Moğ. Yer ilahesi.

Özbek                        : 1. Güçlü, cesur, korkusuz kimse. 2. Orta Asya’da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan gelen kimse.

Özdemir                    : Özü demir gibi güçlü olan kimse.

Özer                           : Yiğit, doğru kimse.

Özhan                        : Hükümdar soyundan gelen kimse.

Özgün                        : 1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan.

Özgür                        : 1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi                                                     olmayan. 4. Bağımsız.

 

-P-

 

Pamir                         : Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının                                                kuzey silsilelerini oluşturan sıra dağların adı.

 

-S-Ş-

 

Salur                          : 1. Kılıç. 2. Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi.

Sancar                       : 1. Kısa kama. 2. Saplayan, batıran, yenen.

Saner                         : Ünlü, tanınmış kimse.

Sarp                           : 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.

Savaş                          : 1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, mücadele.

Satılmış                     : Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.

Seçkin                        : Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.

Selçuk                        : Güzel konuşma yeteneği olan, uz dilli.

Sezer                          : Duygulu, hisli, anlayışlı.

Sezgin                        : Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.

Soner                         : Son doğan erkek çocuk.

Soysal                        : “Soyun genişlesin, yayılsın” anlamında kullanılan bir ad.

Şenel                          : “Şen ve mutlu ol” anlamında kullanılan bir ad.

Şenol                          : “Her zaman neşeli mutlu ol” anlamında kullanılan bir ad.

 

-T-

 

Taner                         : Şafak vakti gibi aydınlık, güçlü kimse.

Tanju                         : Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen san.

Tansu                         : Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.

Tarkan                       : 1. İslâmlıktan önce verilmiş vekil, vezir, bey gibi san. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi.

Taşkın                        : 1. Coşkulu, coşkun. 2. Su baskını.

Taylan                       : 1. İnce, kibar, güzel, uzun ve düzgün boylu. 2. Çok yağmur yağmasına karşın işlenebilir durumdaki toprak.

Tekin                         : 1. Tek, eşsiz. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu.

Tekinalp                    : Tek ve eşsiz yiğit.

Teoman                     : Hun İmparatoru Mete´nin babası.

Timuçin                     : Katı, sağlam demir.

Timur                        : Demir.

Tolga                          : Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık.

Toprak                       : 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.

Tugay                         : Alayla tümen arasındaki askerî birlik.

Tuğhan                      : Tuğu olan hükümdar.

Tuğrul                       : Yırtıcı bir kuş.

Tuna                          : 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.

Tunahan                    : Görkemli, gösterişli hükümdar.

Tunay                        : 1. Sessiz, sakin. 2. Gece görünen aydınlık.

Tuncay                       : Tunç renginde ay.

Tuncer                       : Tunç gibi güçlü kimse.

Tunç                           : Koyu kızıl renkte olan, bakır, çinko ve kalay alaşımı, bronz.

Turan                         : 1. Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı. 2. Türklerin Orta Asya’daki en                                          eski yurtları.

Turgut                       : Konut, oturulacak yer.

Turhan                      : 1. Soylu ve seçkin kimse. 2. Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar   huzuruna izinsiz girebilen, saygın kişi.

Tümer                       : Tam erkek, yiğit.

Türkay                       : Ay gibi parlak, aydınlık Türk.

Türker                       : Yiğit Türk.

Türkmen                   : Türk’e benzer, Türk’e benzeyen.

 

-U-Ü-

 

Uğur                           : 1. Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik                                            kaynağı. 2. Bu nitelikte olduğuna inanılan şey. 3. İyilik, şans, talih, baht. 4. Fırsat, tesadüf.

Umut                          : Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.

Uraz                           : Talih, şans.

Urungu                      : Savaşçı, savaşkan.

Utku                           : Üstünlük, zafer.

Uygar                         : Kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan, medeni kimse.

Üçok                           : Oğuz Destanı’na göre sol kolda bulunan 12 Oğuz boyuna verilen ad.

Ülgen                         : 1. Yüce, yüksek, ulu. 2. Eski Türklerde Gök Tanrı’ya verilen ad.

Ünal                           : “Adın duyulsun, tanın, ün kazan” anlamında kullanılan bir ad.

Ünsal                          : “Adın duyulsun, ünlen” anlamında kullanılan bir ad.

 

-Y-

 

Yağız                          : 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.

Yağmur                     : Havadaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.

Yalçın                        : 1. Dik, sarp. 2. Düz, kaygan. 3. Parlak, cilalı.

Yalım                         : 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb.nin kesici yüzü. 3. Kaya. 4. Sarp yer, uçurum. 5. Şimşek. 6. Kuvvet, kudret. 7. Orun, derece.

8. Çalım, gurur; onur.

Yalın                          : 1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.

Yaman                       : 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Kurnaz, becerikli.

Yalman                      : 1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak vb.nin ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. 3. Eğik, eğinik.

Yaşar                         : 1. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir ad. 2. Yaşında.

Yavuz                         : 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.

Yener                         : Üstün gelen, kazanan.

Yetkin                        : Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, ergin.

Yıldıray                     : Parlak, ışık saçan ay.

Yıldırım                    : 1. Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması. 2. Çok hızlı, canlı.

Yılmaz                       : Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.

Yiğit                           : 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen                                            kimse.

Yücel                          : “Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir ad.

Yüksel                        : “Yükseklere çık, yücel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir ad

 

-V-

 

Varol                          : “Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun” anlamında kullanılan bir ad.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.