Virüslerle mücadele için bağışıklığı güçlendirelim

Share

  Prof. Dr. Osman Beyazoğlu

2020 başlarında dünyada ilk defa Çin’de ortaya çıkan ve ülkemizde de mart başlarında görülen koronavirüs olarak tanımlanan yeni bir virüsle tanışmış olduk.  Bu virüsle ilgili bu zamana kadar elde edilen bilgilere göre, insandan insana bulaştığı ve çok bulaşıcı olduğudur. Bu virüsten korunmada 3 etken öne çıkmakta, bunlar el temizliği, maske kullanılması ve sosyal mesafedir. Bu üç kurala uyulması ile bulaşıcılığın büyük ölçüde önlenebileceği yetkililer tarafında sürekli tekrarlanmaktadır.

Virüslerin ortak özelliği, bunların bir canlı bünyesine ulaştıklarında hücre içine girerek çoğalmaya başlamaları ve hastalık yapmalarıdır.  Şu ana kadar virüslerin hücre içine girmesini engelleyen ya da onları yok eden bir ilaç bulunamamıştır.  Bütün virüslerden korunmada en etkin güç bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır.

Bazı virüsler insan bünyesinde vardırlar ve uyku halindedirler, ortaya çıkmak için insan bünyesinin zayıf düşmesini, yani bağışıklığın zayıflamasını ve insanların yaşlanmasını beklerler. Bazı yaşlıların ‘ben eskiden hiç hasta olmazdım, şimdi en ufak bir şeyde hasta oluyorum’ şeklinde yakındıkları görülür,  yaşlanma ile birlikte bağışıklığın zayıfladığı bir gerçek, buna göre kendimizi hazırlamalıyız.

Güçlü bağışıklık için neler yapılmalı:

  • Bağışıklığın güçlü olmasında beslenme çok önemlidir. Yeterli besin alınmadığında bağışıklık sistemi zayıflar, bu durum virüsü daha güçlü hale getirir.
  • Hayvansal besinler özellikle kırmızı et sınırlı tüketilmeli, ancak kelle paça, et suyu, balık ve yumurta bağışıklığı güçlendirir.
  • Bitkisel ağırlıklı beslenme hastalıklara karşı daha koruyucudur. Çoğu sebze ve meyvelerin antioksidan, antiviral ve antibakteriyal etkilere bulunmaktadır.
  • Sülfür ve terpen zengini sebzelerin (lahana, karnabahar, soğan, sarımsak, turp, tere, roka, nane, fesleğen), antioksidan bakımından zengin koyu kırmızı, mor ve siyah renkli sebze ve meyvelerin tüketilmesi bağışıklığı güçlendirir.
  • Bağırsak mikroflorasını çoğaltmak ve beslemek için probiyotik ve prebiyotik besinler tüketilmelidir. Probiyotik besinler (ev yoğurdu, ev kefiri, ev sirkesi ve ev turşusu) faydalı bakterileri çoğaltır ve prebiyotik olanlar (lifli sebze ve meyveler) faydalı bakterilerin besini oluşturlar. Bağırsak mikroflorası bağışıklığın en büyük unsurlarıdır. Probiyotiklerin virüslerin etkilerini azalttığı ve ölüm oranlarını düşürdüğü düşünülmektedir.
  • Bağışıklığın en büyük destekçilerinden E vitamini, selenyum ve çinko gibi elementleri ihtiva eden yağlı tohumların (ceviz, fındık, badem) tüketilmesi ihmal edilmemelidir.
  • A, B, C, D ve E vitaminleri bağışıklığı güçlendirdiği gibi, aynı zamanda enfeksiyonla mücadele ederek vücudun daha fazla güçlü olmasında etkili olurlar.
  • D vitamini, B6 vitamini, folik asit, B12 vitamini ve magnezyum bağışıklık kalkanıdır.
  • Karabiber, kırmızı pul biber, zerdeçal, zencefil, kimyon, tarçın ve karanfil gibi baharatlar bağışıklığı güçlendirir, aynı zamanda bu baharatların antiviral etkilere sahiptir.
  • Kan şekerini yükselten şekerli yiyecek ve içeceklerden, işlenmiş et ürünlerinde uzak durmalı, bunlar bağışıklığın düşmanıdır.
  • Tatlı yerine özellikle kuru meyveler ve pekmez gibi ürünler tercih edilmelidir.
  • Hareketli bir hayat sürmek bağışıklık için önemlidir. Düzenli yapılan spor ya da ekzersiz yapmak metabolizmayı hızlandırır ve bağışıklığı güçlendirir.  Yapılan bir araştırmaya göre egzersiz yapmanın koronavirüs komplikasyonlarının kötüleşmesini engellediği anlaşılmıştır.
  • Stresten uzak durmalıdır. Stres bağışıklığın zayıflamasında önemli role sahiptir.  İnsanlar stresli olduklarında serbest radikaller artar, bunlar hücrelere ve moleküllere zarar vererek vücudun hastalılara karşı zayıf düşmesine sebep olurlar.
  • Bağışıklık için uyku düzeni de önemlidir. Geceleri en az 6 saat uyumalı,  uyku düzeni bozuk olanlar papatya, melisa ve rezene çayları içmeleri tavsiye edilmektedir.
  • Karanfil antiviral etkiye sahiptir. Günlük hayatımızda zaman zaman ağzımıza 1-2 karanfil atarak bir süre çiğneyip atmalıdır.
  • Adaçayı 2 dakika kaynattıktan sonra süzülerek bu su ağız gargarası için kullanılabilir. Adaçayının virüs savar özelliği bilinmektedir. Benzer etki kekik suyunda da vardır.
  • Arı ürünü olan propolis güçlü antioksidan, antimikrobiyal ve virüslere karşı savaşta etkilidir. Çözelti halinde hazırlanmış propolis ürünleri piyasada bulunmakta, koruyucu olarak günlük belli oranda tüketilebilir.

Koronovirüs ya da kısaca kovit-19 olarak bilinen bu virüs adeta dünya savaşı gibi bütün dünyayı etkilemiş durumdadır. Dünyada birçok merkezde aşı çalışmaları hızlı bir şekilde devam etmekte ve etkili bir aşının bulunması adı geçen virüse karşı çare olarak düşünülmektedir. Bazı merkezlerde üretilen aşıların insanlar üzerinde deneme çalışmalarına başlanmıştır.  Bu olumlu bir gelişme, temennim kısa zamanda etkili bir aşının insanlara uygulanacak duruma gelmesidir. Ancak aşı bu yılın sonunda ortaya çıksa ve uygulamaya başlansa bile çok fazla doza ihtiyaç olacağından insanlara ulaşması 2021 yılının ortalarından önce mümkün olmayabilir.  Bu yüzden gevşemeden,  belirlenen kurallara uyarak,  bağışıklığı güçlendirmek için yukarıdaki hususlara dikkat ederek,  adı geçen virüs ve diğer virüslere karşı savaşta daha başarılı olmamız mümkündür.

Saygılarımla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.