Samsun Yöresi Mübadillerinde Geleneksel Oyunların Sergileniş Şekilleri ve Yeri
Katılımcı gözlemci olarak bulunduğumuz birçok düğün etkinliği, kaynak kişilerle yapılan röportajlar, 2.ve 3. Kuşak mübadillerle yapılan sohbetler ve mübadil müzisyenlerle yapılan çalışmalar sonucunda mübadil oyun kültürünün özellikle oynanış biçimleri, oyun ortamları ve etkinliklerin öncesi ve sonrasında icra edilen kısımlar incelenmiştir.
Samsun yöresi Mübadil toplumlarının folklor ürünlerinin en önemlilerinin başında gelen geleneksel oyunlar mübadele kültürünün yaşanması ve geleceğe aktarılması konusunda ve bu toplum üyelerini bir araya getirmede bağdaştırıcı bir rol üstlenmiştir. Popüler kültürün gelişmesiyle birlikte, kültürel değerleri koruma, yaşatma ve aktarma kaygısı taşıyan samsun mübadilleri birçok etkinlik altında bir araya gelerek kültürel değerleri aktarma yolunu seçmişlerdir. Bu nedenle özel günler tertiplenip kutlamalar yapılmış, 29 Ekim cumhuriyet kutlamaları bir şenlik havasında kültürlerin yaşatılması adına bir zemin oluşturmuştur.
Bunun yanında belirli günlerde düzenlenen pilav şenliği ve bu şenliklerde geleneksel hale getirilmeye çalışılan farklı mübadil köy gruplarının hazırladığı mübadil halk oyunlarının sergilenmesi ve yarışmaların düzenlenmesi de yine hiç şüphesiz mübadil oyunlarının gelecek kuşaklara aktarılması ve popüler kültürle birlikte yok olmasının önüne geçilmesi adına atılan önemli adımlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Halk oyunlarının bu denli önemli olmasının nedenlerinin altında yatan etmen de hiç şüphesiz mübadil kültürünün özellikle insanlar için çok önemli olan geçiş dönemlerinde (asker uğurlama, düğün, sünnet vb.) sıkça sergilenir olmasıdır.
Bunlardan en önemlilerinin başında düğün törenleri gelmektedir. Mübadil oyunlarının en çok sergilendiği düğün törenlerinin sergileniş ve hazırlanış aşamasında birçok farklılıklar gözlemlenmiştir. Bunlar sırasıyla; Düğüne Davet, Konak Gitme, Oturak Havası (Misafirlerin Karşılanması), Geleneksel Oyunların icrası ve Oynanış biçimleri, Misafir Uğurlaması olarak tespit edilmiş ve bu şekilde incelenmiştir.
Düğüne Davet
Düğün ortamına geçmeden önce düğüne davet edilme düzeni geleneksel ortamda farklılık göstermektedir. Düğün sahibi tarafından belirlenen bir davulcu ve damat yakınlarından bir veya birkaç kişi tarafından köydeki haneler tek tek davul ile ziyaret edilerek düğün etkinliğinin duyurulması gerçekleştirilir. Günümüzde kullanılan davetiye sisteminin aksine canlı bir şekilde davet gerçekleştirilir ve bütün köy bundan haberdar edilmektedir. Popüler kültürle birlikte yok olmaya yüz tutan bu gelenekte hane sahiplerinin davete icabet ve düğün evine yardım amacıyla hazırladığı tatlı, yemek ya da belirli hediyeleri bu kişileri teslim etmektedirler.
Düğünlerin geleneksel ortamda sürelerinin 2 hatta bazı kaynaklara göre 3 gün sürdüğü de söylenmektir. Özellik cumartesi ve Pazar günleri gerçekleştirilen düğün etkinliğinin davet edilme süreci Cumartesi sabahından başlamaktadır ve ilk etkinlik o akşam gerçekleşmektedir. Geleneksel oyun icralarının ilk akşamdan itibaren gerçekleştiğini ve ertesi günde aynı şekilde düğün etkinliklerinin devam ettiğini görmekteyiz.
Konak Gitme
Konak gitme etkiliği geleneksel ortamda ilk düğün gününde akşamında yada bütün gece gerçekleşebilir. Kız evinde toplanan gruplar kendi aralarında topladıkları belli miktarda parayı alarak hatta bunun eskiden bir tabela yapılıp verilen paraların oraya asıldığı da söylenmektedir. Bir diğer kaynakta ise konak giden grubun başında bir Türk bayrağı bulunur ve yol güzergahı içerisinde statü ve maddi olarak iyi durumda olan kişilerin kapılarında davul zurna çalınarak onlardan da para alındığı ve bu paraların bayrağa takıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca süslenmiş koç da hediye olarak götürüldüğü bilinmektedir.
Konak giden grup davul ve zurnalarla mübadil oyunlarını oynayarak erkek evine varmaktadır. Fakat günümüzde bu gerçekleşmese de yakın tarihe kadar gruplar yakın köye dahi gidilse yollarda bekleyerek ve farklı yolları kullanıp yolu uzatarak saatlerce bu etkiliği gerçekleştirmişlerdir. Yol boyunca Kabadayı, Çiftetelli ezgileri çalınır ve bütün grup hem belirli yerlerde durarak hem de oynayarak yollarına devam ederler. Konak gitme etkinliği erkek evine varıldığında bitmemektedir. Konak giden grup için masalar kurulur kız tarafında toplanan hediye ve paralar teslim edildikten sonra grubun istekleri erkek evi tarafından gerçekleştirilir. Saattin kaç olduğunun hiçbir önemi yoktur geleneğe göre erkek evi konak gelen grubun her türlü yeme içme isteğini karşılamak zorundadır. Konak gitme etkinliği gece yarılarına kadar sürebilir ve bu süre zarfında oyunlar bu ortamda misafirlerin ve hane sahiplerinin katılımıyla devam etmektedir.
Damat Tıraşı
Konak gitmeyle son bulan ilk günün ardından damat kız almaya gitmek için hazırlanacaktır. Kız almaya gitmeden önce damat arkadaşları tarafından kollarına girilerek yine davul zurna eşliğinde berberin yanına getirilir bu genellikle geleneksel ortamda boş bir alan olmaktadır. Damat tıraş olduğu sırada damadın arkadaşları ve yakınları tarafından mübadil oyunları bu ortamda da icra edilmeye devam eder ve tıraş bitiminde ise bir mendile para bırakarak damat da arkadaşlarının arasına katılır oyunlar bir süre birlikte oynandıktan sonra ise davul zurna eşliğinde evine teslim edilir.
Oturak Havası
Oturak havaları düğüne davet edilen misafirin düğün alanına gelmesiyle başlamaktadır. Müzisyenler düğün alanının belirli bir yerinde oturdukları yerden belirli ezgileri icra ederek misafirleri karşılamaktadırlar. Burada icra edilen ise günümüzde de popüler olan İzmir’in Kavakları, Kırmızı Gülün Alı Var gibi ezgiler kullanılmaktadır. Müziklerin icrası sırasında davetliler geleneksel olarak hazırlanmış etli pilav ve ikram edilen yemekleri yemek üzere bu iş için hazırlanmış alana giderler. Müzisyenlerin oturduğu alan genellikle oyunların sergileneceği alanın hemen önünde yer almaktadır. Bazı köylerde ise müzisyenler önlerine konan bir masa arkasından oturak havalarını icra etmektedirler.
Müzisyenlerin ve oyun alanının çevresi erkek misafirlerin oturmasıyla çevrelenir ve bu alanda genel olarak bayanlar pek bulunmazlar. Oturan erkek misafirler istek parçalarında bulur ve havaya giren misafirler silah atışları yaparlar. Oturak havaları tüm misafirlerin düğün alanına teşrifine dek devam etmektedir. Çalınan ezgiler ağır bir şekilde icra edilir bu şekilde davetliler havaya sokularak bir sonraki bölüm olan mübadil oyunlarının sergilenmesine hazırlık yapılır.
Geleneksel Oyunların İcrası ve Oynanış Biçimleri
Oyunların icra bölümüne geçildiğinde oyun alanı çevresinde oturan misafirler çalınan ezgi ile birlikte oyun hazırlıklarını yaparak sahneye adım atmaktadırlar. Sergilenecek oyunlar belirli bir geleneksel sıralamayla sergilenmektir. Farklı bölge ve köylerde bu sıralama bazı küçük değişiklikler gösterebilir. Oyunlara genel olarak Cigoş (zigoş,cuguş) oyunu ile başlanır fakat bazı köyler bu oyunu bilmedikleri için oynamazlar.
Oyunların sergilenmeye başlaması bu konuda o bölgede yetenekli olarak bilinin oyun kabiliyeti olan kişilerce başlatılır ve gerek yaş olarak gerekse statü olarak üstün olan bir kişi başa geçerek mendili eline alır. Gençlerin oyunlara katılımı ekibin sonuna doğru olmaktadır genç birinin ekip başından mendili alarak başa geçmesi saygısızlık ifadesi olarak karşılanmaktadır. Fakat oyun geçişleri sırasında eğer oynanacak oyunu icra etme kabiliyeti daha yüksek biri varsa, o oyun geldiğinde mendili alıp başa geçerek sıralamaya devam edilmektedir. Ekip sıralaması davulcu ve müzisyenlere göre sıralanmaktadır ekip başı daima müzisyenlerin bulunduğu taraftan başlamaktadır. Bunun nedeni ise davulcu ekip başındaki oyuncuyu takip ederek ayak hareketlerine göre ritmin vurgularını icra eder ve oyun geçişlerinde ekip başından işaret alarak ezgi değişikliği gerçekleştirilir.
Cigoş ve ardından oynanan Karşılama oyunları en az 4 er kişiden 8 kişi olarak sergilenmektedir. Cigoş oyunu 3 kısımdan oluşmaktadır birinci kısım ağırlama kısmıdır ikinci kısımda ise metronom biraz hızlanarak devam eder ve en son kısımda ise ritim iyice hızlanarak yalnızca ritim eşliğinde oyun tamamlanmaktadır. Karşılama ise 2 bölümde oluşur birinci bölüm ağır olarak başlar daha sonra 2 bölümde ise oyun aynı ritimde fakat farklı metronomda devam etmektedir.
9 zamanlı olarak tabir ettiğimiz bu oyunlar karşılıklı eşler şeklinde icra edilmektedir. Oyuncular oynadıkları bu oyunlarda karşılıklı kurdukları koridor içerisine başlayarak icra ederler bu nedenle oyun icraları her iki grubunda farklı ayakla oynamasına sebep olmaktadır. Oyunlar genel olarak ağırdan hızlıya doğru gitmektedir, bu bir anlamda bir sonraki oyuna geçiş anlamına gelir ve ekip başının işaretiyle karşılıklı oynanan oyun eşlerin aralara girmesiyle bir yarım daire şeklini alır. Yarım daire şeklinde devam eden Karşılama oyunu bitirilerek müzisyenler bir sonraki oyuna hazırlık amacıyla geçiş ezgileri ve meyanlar yaparlar bu arada oyuncular omuzlardan tutarak geleneksel sıralamadaki Kabadayı oyununa geçerler. Bu oyuna aynı zamanda “Debreli Hasan” ‘da denilmektedir.
Oyuna ekip başının mendil sallamasıyla ve adımıyla başlanır, ritim önce ekip başına göre başlar müzik ise sonradan katılmaktadır. Kabadayı oyununun birçok farklı ezgisi bulunmaktadır ve bu ezgiler değiştikçe omuz tutuşlarından el tutuşlarına geçilerek oyun adımları hızlanır. Kabadayı oyununun da 2 bölümü mevcuttur, birinci bölüm ağır şekilde oynanırken 2 bölüm de metronom yine hızlanmaktadır bazı mübadil köylerinde bu bölüme “Telgrafın Telleri” ‘de denmektedir.
Bir sonraki oyun olan Kasap oyunu da diğer oyunlarda olduğu gibi 2 bölümde oynanmaktadır. Birinci bölümde oyun yavaş adımlarla başlanır yavaş yavaş oyun metronomu müzisyenler tarafından hızlandırılır ve 2 bölümde davul zurnalar ile birlikte hızlı bölüme geçilmektedir. Oyunun hızlı bölümünde adım yapısı bakımından köylere göre belli başlı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar köyden köye değiştiği gibi kişiden kişiye de değişiklik gösterebilir. Bu bölümde oyuncular özellikle ekip başı kendine has adımlarda süslemeler yapmaktadır. Bilimsel olarak ritimde buna velvele denmektedir. Belirli ritim kalıpları içerisinde yapılan kişiye özel süslemeler olarak da adlandırılabilir. Bizde bu bölümdeki kişisel oyun adımlarına, velveleli adımlar tabirini kullanabiliriz.
Geleneksel sıralama içerisinde Samsun merkez mübadillerinde son olarak icra edilen oyun ise Çoban Kızı’dır. Farklı bölgelerde bu oyuna Rumeli de denilmektedir. Bu oyunda da yine geçiş, oyuncuların durmasıyla müzisyenlerin seyir dediğimiz makamsal gezinme ve dem ile gerçekleşmektedir. Tutuş şekli ellerdendir. 7 zamanlı farklı ezgilerin de kullanıldığı bu oyun hareketli ritmik yapısıyla aynı metronom üzerinde devam eder ve bu şekilde son bulmaktadır.
Bütün bu geleneksel sıralamada özellikle Cigoş ve Karşılama oyunlarının karşılıklı gelecek kişiler yaş ve statü farklına göre şekillenmektedir. Yaşça büyük bir oyuncunun karşısına genç bir oyuncunun geçmesi görülmemiştir ( akrabalık bağları gibi durumlar dışında). Günümüzde bu oyunlara bayanlar eşlik etse de eskilerde anlatılan bayanların Cigoş ve Karşılama oyunlarında hiç bulunmadığı, kadın erkek karşı karşıya gelmediği görülmüştür. Yarım daire formatında icra edilen diğer oyunlarda ise bayanların ve erkeklerin ayrı düzen oluşturduğu fakat günümüzde bunun pek görülmediği tespit edilmiştir. Günümüzde bu oyunlar artık bay ve bayan karışık olarak istenildiği şekilde uygulandığı görülmektedir.
Oyunların icrası sırasında diğer oyuna geçişler oyuncuların durmalarıyla geçekleşmektedir, bunun sebeplerinden biri farklı makam yapılarına sahip müziklerin yukarıda da belirtildiği gibi meyan ve gezinmelerle oyuna hazırlanması gerekliliği olabilir. İkinci bir sebebi ise farklı ritim yapılarında olan ezgi ve oyunların birbiri ardına gelmesi metronom farklılıklarından ötürü durup tekrar başlama gerekliliğidir. Bu yüzdende gelenekte bu şekilde icra edildiği düşünülmektedir. Geleneksel oyun sıralaması genel olarak Samsun Merkez Mübadillerinde şu şekilde tespit edilmiştir;
Cigoş 9/4
Karşılama 9/8 à 2+2+2+3
Kabadayı (Atmartini Debreli Hasan) 5/8à 2+3
Kasap 4/4
Çoban Kızı (Rumeli) 7/8à 3+2+2
Şeklinde sıralanırken farklı ilçe ve köylerde bu oyunların yanı sıra Şirto(Sirto), Sallama (Üç ayak), Sarı Kız gibi oyunlarında icra edildiği bilinmektedir. Sıralama belli başlı oyunların yerlerinin değişmesiyle ve ya oynanmayan oyunlarla farklılık gösterebilir.
Misafir Uğurlama
Düğünün son aşamasına gelindiğinde misafirler düğün alanını terk etmeye başlar, bu arada davul zurnalar mübadil ezgilerine devam ederler burada uğurlama müziği olarak Ey Gaziler adlı ezgi çalınır ve misafirler davul ve zurnacılar tarafında uğurlanır. Bazı köylerde ise statü ve maddi olarak yüksek konumda olan misafirlerin düğün alanının çıkışına kadar davul ve zurnayla uğurlandığı görülmüştür bu bir anlamda müzisyenlerin bahşiş toplama seramonisi olarak da adlandırılabilir.