Kız Çocuklarımız İçin Türkçe Ad Önerileri

Share

YENİDEN TÜRKLEŞMEK İÇİN TÜRKÇE KİŞİ ADLARI

“Bundan sonra hiç kimse, devlet dairesinde,  sarayda, resmî toplantıda, eğlence yerinde ve çarşı, pazarda Türkçeden başka dil konuşmaya, uymayanların boynu vurula.” 13 Mayıs 1277

 Karamanoğlu Mehmetbey

Ad kişiler/uluslar/kültürler için var olmanın ilk belgesi ve yaşanan kültürlerin bir aynasıdır. Bir kişiye ad verilişi (göbek adı, ad, soyadı, takma adlar ve sanlar), bir ulusun kültürüyle çok sıkı ilişkili olmasıyla, adın kişi için taşıdığı değere de ışık tutmaktadır.

Kişi adları kültür tarihi çalışmaları açısından da önem taşımaktadır. Orhun Yazıtları’nda, Çinli adını alarak ulusal benliğini yitiren beylerden yakınılmaktadır. Yabancı kültürlerin kendilerini ilk gösterdiği alan, kişi ve yer adlarıdır. Kişi adlarının, dilbilim açısından önemli bir diğer yönü de, dildeki yabancılaşma ya da öze dönüşü yansıtmasıdır.

Türk ulusu çocuklarına ad vermede ne yazık ki özensiz. Çağlar boyunca çocuklarına ad verme konusunda Türkler özensiz davrandılar, kendilerine özgü bir yol izlemekten yerine duruma uygun davrandılar, ad verme işlemine gerekli önemi vermediler. Orhun Anıtlarında “Türk beyler Türk adını bıraktı, Çinli beyler Çin adlar alıp Çin kağanının buyruğuna uydu” diye yakınılmaktadır. Türklere İslamlıktan sonra Türk adları yerine Arap, Fars adları verilmesi, sen babanı, dedeni, atanı tanıma,  dünyadan nasıl gelip geçtiklerini öğrenme, sen eski atalarının adlarını, sanlarını belleme demektir. Bir ulus için kendini ve kendi büyüklerini tanımaya uğraşmak bir görevdir; bunu yapmayan bir ulusun bireyleri “ulusal görevlerini” yapmamışlar sayılır. İlginçtir. Her ulus,  kendi adını kullanır, ancak Türklere gelince her nedense bu değişir.

Türkiye Türkleri, Fars ve Arap kültür coğrafyasından çoktan uzaklaşmış oldukları hâlde bile, dillerini Fars ve Arap kültürlerinin etkisinden kurtaramamışlardır.

Türkçe dışında her adın arkasında gönderilmek, yönlendirilmek istenilen bir başka kimlik olduğu gerçeği hiç unutulmamalıdır.

Türkler Türklük bilinciyle, çocuklarına Türkçe adlar vermeli, yabancı adlar vermeyi bırakmalıdır.

Adımız kimliğimizdir.

KIZ ÇOCUK ADLARI

 

-A-

 

 Alev                            : Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı

Almıla                         : Kırmızı elma, elma gibi kırmızı yanaklı güzel

Altın                           : 1. Parlak sarı renkte, kolay işlenen, değerli paslanmaz maden. 2. Üstün nitelikli, değerli kimse.

Arda                           : 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3.   Sonra gelen. 4. Meriç ırmağının Edirne                                                yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Armağan                   : Birini sevindirmek, mutlu etmek, onurlandırmak, kutlamak için veya anı olarak verilen şey

Ayla                            : Ayın çevresindeki ışık dairesi, hale

Aylin                          : 1. Ayın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık                                               çevresi.

Asena                         : Güzel, alımlı kadın. Ergenekon Destanının ünlü dişi kurdu

Aybala                       : Güzel ve ay gibi parlayan, çevresine ışık saçan

Aybüke-Aybike         : Çok zeki kadın (kraliçe), ay gibi güzel, el değmemiş kız

Ayça                           : Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, hilal

Ayçiçek                      : Ay gibi parlak ve çiçek gibi güzel olan.

Aydan                        : Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel

Aygün                        : Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan.

Aysel                          : Ay gibi parlak

Ayten                          : Ay gibi beyaz tenli olan

Ayyüce                       : Ay gibi parlak ve ulu olan

Ayzıt                          : Türk söylencelerinde çocukların ve kadınların koruyucu ruhu

 

-B-

 

Belgin                         : Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, açık, anlaşılır, belirgin

Bengi                          : Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedî.

Bengisu                      : Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, abıhayat.

Beren                         : 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış. 4. Kadife kumaş.

Bige                            : Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın.

Bilge                           : Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.

Biricik                        : Tek, eşsiz, çok sevilen, benzeri olmayan.

Boncuk                      : Cam, taş, sedef, tahta gibi şeylerden yapılan yuvarlak ve renkli süs tanesi.

Burcu                         : 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.

Burçin                       : Geyik, dişi geyik.

 

-C-Ç-

 

Çağla                         : 1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu. 2. “Coşkulu ol” anlamında kullanılan bir ad.

Çağıl                          : 1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.

Çığır                          : 1. Çığın kar üzerinde açtığı yol. 2. İz. 3. Taşlı yol, patika. 4. Yenilikçi akım.

Çiçek                          : Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.

Çiğdem                      : Zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.

Çisil                           : İnce yağmur.

Çolpan                       : Çobanyıldızı, Zühre, Venüs.

 

-D-

 

Damla                        : Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.

Deniz                          : 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.

Derin                          : 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.

Dilek                          : Dilenen, istenen şey.

Doğa                          : 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış                                         ve yapı özelliklerinin tümü.

Doruk                        : 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.

Döndü                        : 1. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.

Duru                          : Bulanık olmayan, temiz, berrak, saf.

Duygu                        : Kimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.

 

-E-

 

Ece                             : 1. Başkan, ulu, ileri gelen. 2. Aksakallı ihtiyar. 3. Arkadaş, dost.

Elçin                          : 1. Deste, tutam. 2. Daha çok yaz gecelerinde öten bir böcek türü, ağustos böceği. 3. Bulmaca, bilmece.

Ersin                          : 1. “Amacına ulaşsın, kavuşsun” anlamında kullanılan bir ad. 2. “Sen yiğitsin, kahramansın” anlamında kullanılan bir ad.

Esin                            : 1. Esinti, rüzgâr, sabah rüzgârı. 2. Etkilenme, çağrışım veya içe doğma ile akla gelen yaratıcı duygu, ilham.

Ezgi                            : Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.

 

-G-

 

Gençay (Gencay)      : Hilal, ayça.

Gizem                        : Aklın erişemediği veya çözülemeyen şey, sır.

Gökben                      : Özü genç olan kimse.

Gökçe                        : 1. Güzel, gösterişli kimse. 2. Melek. 3. Mavi gözlü kimse.

Gökçen                      : Güzel, hoş kimse.

Göksu                        : 1. Gökten inen su. 2. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların genel adı.

Gönül                         : Yürekte varsayılan sevgi, istek gibi duyguların kaynağı.

Gözde                        : Çok sevilen, beğenilen, nitelikli, üstün tutulan.

Güler                         : Gülen, gülümseyen kimse.

Gülsün                       : “Mutlu olsun, şen olsun, gülsün” anlamında kullanılan bir ad.

Gümüş                       : Parlak, beyaz renkli kolay işlenir, değerli bir maden.

Güner                        : Tan vakti.

Güneş                        : Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısıveren büyük gök cismi.

Güz                            : Sonbahar.

 

-I-

 

Irmak                        : Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.

Işık                             : 1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan,                                        önderlik eden kimse.

Işıl                              : Işıldayan, parlayan.

Işılay                          : Parlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.

İdil                             : 1. Volga Nehri’ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten                                         ve saf aşk.

İlayda                        : Su perisi.

İlbilge                        : Ülkenin en bilge kişisi.

İlkay                          : Ayın hilal durumu, yeni ay.

İlkin                           : İlk doğan çocuklara verilen adlardan biri.

İnci                             : İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.

İpek                            : 1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan                                                  kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.

İzgi                             : 1. İyi, güzel.2. Akıllı, adaletli.

 

-K-

 

Kardelen                   : Baharın müjdecisi bir çiçek.

Kıvılcım                    : 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete   geçiren etken.

Körpe                        : Yeni yetişmiş, taze, genç.

 

-O-Ö-

 

Okşan                        : Benzeyen, andıran.

Oya                            : 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.

Öner                          : Önde gelen, başta gelen kimse.

Özden                        : 1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. 2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 3. Suların geçtiği yer, su geçidi. 4. Özsu.

Öykü                          : 1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay. 2. Hikâye

Özge                           : 1. Başka. 2. Yabancı. 3. İyi, güzel. 4. Şakacı. 5. Cana yakın, sıcakkanlı. 6. Yürekli, gözü pek.

Özlem                        : Bir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.

 

-P-

 

Pınar                          : Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.

Pırıl                            : 1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.

 

-S-Ş-

 

Saydam                      : 1. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan nesne. 2. Parlak, ışıklı.

Satı                             : Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.

Seçil                           : “Benzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör” anlamında kullanılan bir ad.

Seçkin                        : Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.

Selen                          : 1. Müjde. 2. Varlık, bolluk.

Selin                           : 1. Övün. 2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.

Serpil                         : “İyi geliş, büyü, güzelleş” anlamında kullanılan bir ad.

Sevenbige                  : Sevgi duyan, sevgi dolu kadın.

Sevgi                          : Bir şeye veya bir kimseye karşı duyulan sevme duygusu.

Sevil                           : “Her zaman sevilen, beğenilen biri ol” anlamında kullanılan bir ad.

Sevilay                       :  Sevilen güzel.                    

Sevim                         : 1. Sevgi. 2. Bir kimsede bulunan ve o kimseyi başkalarına sevdiren özellik.

Sevinç                        : İstenilen şeye ulaşmaktan doğan büyük coşku, hoşnutluk duygusu.

Sezen                          : Duyan, hisseden, anlayan, sezgili.

Sırma                         : 1. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. 2. Sarı ve güzel saç.

Sibel                           : l. Buğday başağı. 2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.

Simge                         : İşaret, sembol.

Solmaz                       : Her zaman taze, körpe ve genç olan.

Sonay                         : Son çocuk.

Suna                           : 1. Bir tür yaban ördeği, erkek ördek. 2. Boylu, güzel, yakışıklı.

Sunay                         : Ay gibi parlak olan, parıltı veren.

Şenay                         : Canlı, neşeli kimse.

Şengün                       : Neşe ve mutluluk dolu gün.

Şeniz                          : Mutlu, sevinçli bir iz bırakan kimse.

Şölen                          : Bir olayı kutlamak veya eğlenmek amacıyla yapılan yemekli toplantı.

 

-T-

 

Terken                       : 1. Kraliçe. 2. Güzel kız. 3. Bir tür ok.

Tilbe                          : Abdal, derviş, gezginci ozan.

Tomris                       : Peçenek Türklerinden bir kadın kahraman.

Toprak                       : 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.

Tuna                          : 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.

Tutku                         : 1. İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras. 2. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç.

Tülin                          : 1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.

 

-U-Ü-

 

Umay                         : 1. Orhun Yazıtları´nda geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.

Ülgen                         : 1. Yüce, yüksek, ulu. 2. Eski Türklerde Gök Tanrı’ya verilen ad.

Ülker                          : Boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım.

Ülkü                           : Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.

 

-Y-

 

Yağmur                     : Havadaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.

Yalın                          : 1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.

Yaprak                      : Bitkilerin solunumunu sağlayan, çoğunlukla yeşil ve türlü biçimlerdeki bölümü.

Yeliz                           : Güzel, aydınlık, havadar.

Yeter                          : Sonuncu olması istenen çocuklara verilen bir ad.

Yonca                         : Başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, çayır bitkisi.

Yosma                        : 1. Zarif, kıymetli. 2. Edalı, işveli. 3. Şen, güzel.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.