KOLAJEN TAKVİYESİ ALMALI MI?

Share

 Prof. Dr. Osman BEYAZOĞLU

Kolajen kemiklerde, bağ dokularında, deride, damarlarda, bağırsaklarda ve korneada bulunan bir protein çeşididir.  Üçlü heliksel yapıda olan bu protein, vücut proteinlerinin %30’unu oluşturmaktadır.

Kolajen vücuda dışarıdan alınan proteinli besinlerin birimleri olan aminoasitlerden üretilmektedir.  İnsanlarda her yaşta aynı şekilde kolajen üretimi olmaz,  yaşlanma ile birlikte azalmaya başlar.  30’lu yaşlara gelindiğinde % 1-2 oranında azalma olurken,  40’lı yaşlarda % 10-20, yani on katı azalma meydana gelir, ileri yaşlara doğru kolajen üretiminin çok azalması yanında kolajen kayıpları da fazla olmaktadır.  Kolajen vücutta çok önemli görevler yapmakta, eksikliğinde birçok sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır.

Kolajenin esas görevleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Kolajen kemiklere, kaslara, cilde, eklemlere, göze kısaca bütün organlara destek sağlar ve onları bir arada tutar.
  • Bağ dokularında kıkırdak oluşumuna yardımcı olur, yaşa bağlı eklem ağrılarını azaltır.
  • Kan damarlarının oluşmasında ve elastikiyet kazanmasında rol oynar.
  • Cildin yüzeyinde ve derin katmanlarında yer alır; cilde sıklık, esneklik ve canlılık kazandırır, cildin düzgün ve genç görülmesinde rol oynar ve yaşlanmayı geciktirir.
  • Solunum organlarının yüzeylerinin oluşmasında rol oynar.
  • Kolajen bağırsakların iç yüzeyinde de bulunurlar ve onlara esneklik kazandırır.
  • Eklem kıkırdakları ile yeni kemiklerin oluşmasında, dokuların onarımında, kemik ve cilt dokusunun şekillenmesinde de rol oynamaktadır.

Yukarıda açıklandığı gibi, insanlarda yaşlanma ile ve bazı etkenlerle vücutta kolajen yıkımı,  yani kolajen azalması meydana gelmektedir.

Vücutta kolajen yıkımına sebep olan etkenler:

  • Vücutta doğal olarak meydana gelen bazı enzimler kolajen yıkımını artırır, serbest radikaller, sigara, alkol ve kirlilik gibi çevresel faktörler de enzimatik kolajen yıkımını hızlandırabilir.
  • Şeker ve şekerli besinlerin fazla tüketilmesi de kolajen yıkımına sebep olur.
  • Güneşin dik geldiği öğle saatlerinde güneşte kalmak, yani ultravioleye maruz kalmak kolajen yıkımını artırır.
  • Kolajenin vücutta azalmasında stres ve uyku düzeninin iyi olmaması da etkili olmaktadır.

Kolajen kaynağı besinler:

Kolajen hem insan vücudunda üretilmekte hem de kolajen olarak dışarıdan besinlerle alınmaktadır. Bu yüzden kolajen kaynağı besinler iki grupta yer almaktadır. Bunlardan biri kolajen sentezinde rolü olan besinler,  diğeri de dışarıdan alınan ve kolajen kaynağı olan besinlerdir.

Kolajen bir protein olduğundan vücutta aminoasitlerden sentezlenmektedir.  Bunun sentezinde önemli olan aminoasitler prolin, lisin, glisin, arginin’dir.  Ayrıca C vitamini, çinko ve bakır elementleri de yardımcı besin öğesi olarak kolajen üretiminde rol oynamaktadır. Bunları ihtiva eden besinlerin tüketilmesi ile insan bünyesinde yaşa bağlı olarak belli oranda kolajen üretilmektedir.

Adı geçen aminoasitlerin ve kolajen sentezinde yardımcı görev yapan besin unsurlarının bol olduğu besinler:

  • Prolin ve glisin kaynağı besinler: kemikli etler, balık, yumurta…
  • Arginin kaynağı besinler: fıstık ve badem gibi kabuklu kuruyemişler, kuru üzüm…
  • Lisin kaynağı besinler: tavuk eti ve yumurtası, süt ürünleri, nohut, ceviz…
  • C vitamini kaynağı besinler: turunçgiller, kivi, yeşilbiber, kuşburnu…
  • bakır ve çinko elementlerinin kaynakları: kırmızı et, susam, mercimek, deniz ürünleri…

Kolajen kaynağı besinler arasında büyükbaş ve küçükbaş hayvanların kelle,  paça, gerdan ve kemik kısımları, tavuk ve balıklardır.  Kolajen suda kolay çözülen bir protein değil, bilhassa kemiklerin uzun süre kaynatılması ile ancak suya geçer. Bu su kolajen bakımından oldukça zengin olup bu haliyle tüketilebileceği gibi ( kele paça çorbası, et suyu gibi),  süzülerek dondurulur ve kolajen kaynağı olarak tüketilebilir (özellikle sebze yemeklerine katılarak).

SONUÇ

Kolajen hem vücutta üretilen hem de dışarıdan besinlerle alınan vücut için olmazsa olmaz bir proteindir.  Bu proteinin vücutta sentezlenmesi için sağlıklı ve dengeli beslenilmesi ile mümkün olmaktadır.  Ancak bir insan iyi beslenmiş de olsa yaşlanma ile birlikte ve bazı çevresel etkenlerle azalmaktadır. Bu yüzden kolajen kaynağı olan besinleri daha fazla tüketmeye ihtiyaç vardır.  Kolajen bitkisel besinlerde bulunmaz,  bunun en büyük kaynağı büyükbaş, küçükbaş hayvanların ve tavukların kemikleri kaynatılarak elde edilen kemik suyudur. Ancak hareket ettirilmeden beslenen hayvanların ve kafeslerde büyütülen tavukların kemik suyunda hareketli olan gezen ve doğal beslenen hayvanlara ve tavuklara göre çok daha az kolajen bulunmaktadır. Bunları dikkate alarak, sağlıklı ve dengeli beslenerek, kolajen yıkımına sebep olan etkenlerden uzak durarak,  hazır kolajen takviyesine ihtiyaç duymadan sağlıklı olarak hayatımızı devam ettirebiliriz.

Sağlıcakla kalın.

 

KOLAJEN TAKVİYESİ ALMALI MI?” için bir yorum

  • 27 Ekim 2020 tarihinde, saat 15:02
    Permalink

    Sayın Hocam Kolajenin özellikle sporcular ve belli yaş üstü insanlar için özellikle gerekli olduğunu biliyorum. En güzeli doğal yollardan bunu almak. Teşekkürler sayın hocam

    Yanıtla

serdar makbul için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.